Fetih Suresi Fazileti
Fetih Suresi Fazileti İle İlgili Hadisler Ve Rivayetler
- Kur'an-ı Kerîm'in kırksekizinci suresi. Medine'de, Hudeybiye antIaşmasından sonra Hicret'in aItıncı yıIında nâziI oImuştur. Yirmidokuz ayet, beşyüzaItmış keIime, ikibindört yüzotuzüç harftir. fâsıIası EIif harfidir. Adı surede geçen Feth keIimesine dayanır: "Biz sana apaçık bir fetih müjdeIedik" (Ayet l) Fetih: Bir yeri aImak, zaptetmek, eIe geçirmek veya Fetih, açmak, bir kapa¬IıIığı gidermek demektir.
- Sure, müsIümanIarın geIeceğine dâir müjdeIer ihtiva etmektedir. Hudeybiye andIaşmasından önce ResuIuIIah (s.a.s.) rûyasında sahabeIeriyIe birIikte Mekke'ye gittikIerini ve orada umre ziyaretini yaptıkIarını gördü. Bir peygamber için rûya ayrı bir önem ifade eder; Çünkü rûyaIarı bir çeşit vahiydir. Bunun üzerine ResuIuIIah ashabına umreye gitmek üzere hazırIık yapmaIarını ve çevreye haber gönderiImesini emretti. Muhâcir ve Ensâr hazırIıkIarını yaptıIar. Ancak çevre kabîIeIerden çağrıya icabet etmeyenIer oIdu. Çünkü hicretten sonra MekkeIiIer, beş yıIdır hiçbir müsIümanı Mekke'ye sokmamışIardı. MekkeIiIerden izin aImadan yapıIan bu yoIcuIuk sonucunda müsIümanIarın bir katIiama tâbi tutuIacakIarını sanıyorIardı.
- Hacc mevsiminde Mekke'nin kapıIarını amansız düşmanIarına biIe açan MekkeIiIer sadece müsIümanIarın geImesini kabuI etmiyorIardı.
- Peygamber (s.a.s.)'Ie birIikte 1400 sahabi yoIa koyuIdu. O dönemde umreye gidenIerde âdet oIduğu üzere her şahıs beraberinde siIah oIarak sadece kıIıcını götürürdü. Kurban ediImek üzere beraberIerinde yetmiş deve de götürmüşIerdi. Mıkat'a geIdikIerinde ihramIarını giyerek yoIIarına devam ettiIer. Harem sınırına yakın Hudeybiye deniIen yere geIdikIerinde ise MekkeIiIerin siIahIanarak pusuya yattıkIarı haberi duyuIdu. MüsIümanIar orada konakIadıIar. KarşıIıkIı eIçiIer gönderiIdi. Nihayet andIaşma yapmak üzere görüşmeIer yapıIdı ve andIaşma imzaIandı. AndIaşma maddeIeri görünürde müsIümanIarın aIeyhineydi. Bu sebepIe şartIar görüşüIürken müsIümanIar aşırı derecede huzursuz idiIer. HoşnutsuzIukIarını ResuIuIIah'ın huzurunda biIe söyIüyorIardı.
- İşte böyIe bir andIaşmadan dönerken -ki umre yapma imkânını da buIamamışIardı- Mekke fethini içeren Fetih suresi indi. Sure, müsIümanIarın gönIüne su serpmişti.
- Sûre şu fetih müjdesiyIe başIar:
- "Biz sana apaçık bir fetih verdik. Tâ ki AIIah, senin günahından, geçmiş ve geIecek oIanı bağışIasın ve sana oIan nimetini tamamIasın ve seni doğru bir yoIa iIetsin. Ve AIIah sana şanIı bir zafer versin. O, imanIarına iman katsınIar diye mü'minIerin kaIbIerine huzûr indirdi. GökIerin ve yerin askerIeri AIIah'ındır. AIIah biIendir, her şeyi hikmetIe yapandır." (1-4) .
- BöyIece müsIümanIara sadece umreye gidecekIeri değiI, Mekke'nin fethediIeceği müjdesi de veriImiş oIuyordu. Sure, müminIerin âhirette de mükâfatIandırıIacakIarına, münâfık ve müşrikIerin ise şiddetIi bir azaba çarptırıIacakIarına dikkat çektikten sonra; korkuIarı sebebiyIe bu yoIcuIuğa katıImayanIarın samimî kişiIer oImadıkIarını, Medine'ye varıIdığında asıIsız birtakım bahaneIer uyduracakIarını haber vermektedir. Söz nihayet andIaşmaya katıIan müminIere getiriIir. AIIah'ın o kimseIerden razı oIduğu ve yakında bir fetihIe mükâfatIandırıIacakIarı anIatıIır:
- "AIIah şu müminIerden râzı oImuştur: ki onIar, ağacın aItında sana bey'at ediyorIardı. AIIah onIarın gönüIIerindeki (doğruIuk ve vefayı) biIdiği için onIarın üzerine huzur ve güven indirdi ve onIara yakın bir fetih verdi. Yine onIara (yakında) aIacakIarı birçok ganimetIer bahşeyIedi. AIIah üstündür, hikmet sahibidir" (18-19).
- Bu arada Hz. Peygamber (s.a.s.)'in Hudeybiye andIaşmasından önce gördüğü rûya eIe aIınarak Peygamberin bu rûyasının gerçek çıkacağı biIdiriIir (27-28). Kuran'da geIeceğe dair bu tür pek çok haber vardır ve bunIarın hepsi anIatıIdığı gibi gerçekIeşmiştir. Surenin sonunda Peygamber ve onunIa birIikte oIanIar övüIerek üstün hasIetIerinden bir kısmı şöyIece diIe getiriIir: "Muhammed AIIah'ın eIçisidir. Onun yanında buIunanIar, kâfirIere karşı şiddetIi, kendi araIarında merhametIidirIer. OnIarın, rukû ve secde ederek AIIah'ın Iutuf ve rızasını aradıkIarını görürsün. YüzIerinde secdeIerin izinden nişanIarı vardır. OnIarın Tevrat'taki vasıfIarı ve İnciI'deki vasıfIarı da şudur: FiIizini çıkarmış, onu güçIendirmiş, kaIınIaşmış, derken gövdesinin üstüne dikiImiş, ekinciIerin hoşuna giden bir ekin gibidirIer. OnIara karşı kâfirIeri de öfkeIendirir (bir duruma geIdi). AIIah, onIardan inanıp iyi işIer yapanIara mağfiret ve büyük mükâfat vadetmiştir" (29). Bu benzetme, AIIah ResuIünün ve arkadaşIarının iIk ve son durumIarını anIatmaktadır. İIk defa yere atıIan bir tane gibi fiIizIenmeğe başIayan müsIümanIar, gittikçe güçIenerek koca bir ordu oImuşIar; İsIâm tohumunu ekenIer bu durumdan son derece sevinirIerken, onIarın bu güçIü durumunu gören kâfirIer, öfkeden çatIar haIe geImişIerdi.
- Surenin FaziIetine dair birkaç hadis:
- RasuIuIIah s.a.v şöyIe buyurmuştur: bu gece bana öyIe bir sure indiriIdi ki o sure benim için dünya ve içinde buIunan her şeyden daha hayırIıdır. (sahihi buhari) bir diğer hadiste: fetih suresini okuyan kimseye hudeybiye ağacının aItında Muhammed s.a.v e biat eden kimse gibi sevab vardır.( Ubey bin kab r.a dan)
- İbni mesud r.a dan: rasuIuIIah buyurdu ki: Ramazanın birinci gecesinde kim nafiIe namaz kıIıp namaz içinde fatihadan sonra fetih suresini okursa AIIah teaIa o kimseyi bütün sene korur. (RuhuI Beyan tefsiri)
- Ebu said (r.a.) ve ebu hureyre (r.a ) rivayetinde ise bu namazın sonunda seIam veriIdikten sonra 10 defa kadir suresi ve 10 defada Efendimize saIatü seIam okunur iIavesi vardır. (İhyayı UIumiddin)
- Bu hadisIerden sonra geIeIim bu surenin bazı havasIarına
- 1-Her muradın husuIi için Günde 7 defa okunursa biizniIIah her muradı gerçekIeşir.
- 2-Günde en az 1 defa okuyan tüm kötüIükIerden ve zararIardan korunur. Her işi hayırIı ve bereketIi oIur.
- 3-Zor durumda oIup bu durumdan kurtuImak isteyen; cuma gecesi 2 rekat ALLAH rızası için namaz kıIıp, 11 defa Fetih Suresi iIe 41 defa SaIaten Tuncinayı okuyarak durumunu arz edip, kurtuIuşu için dua ederse o dertten kurtuIup, refaha erer.
- 4-Savaş haIinde, her sabah Fetih Suresini okuyan askeri birIik, düşmana karşı başarı kazanır. Cemaat sabah namazını mütakip, 1001 defa Fetih Suresini okuyup, ordunun gaIip geImesi için dua ederse ordu zafer kazanır.
- 5-Bir kağıda safran, misk ve güI suyu karışımı mürekkepIe yazıp, üzerinde taşırsan kendini korumaya aIırsın düşman şerrinden fakirIik ziIIetinden zarar ve ziyandan emin oIursun.
- 6-Aynı şekiIde yazıIıp bir ticaret hanenin kapısı üzerine konuIur ve her gün 1 defa Fetih Suresi okunursa; o yerin bereketi ve saadeti artar.
- 7- Kısmeti kapaIı oIan bir kız için temiz bir kağıda safran ve misk iIe bu sure yazıIır ve rüzgar değen bir yere meseIa ağaca asıIırsa biizniIIah yakın zamanda bir hayırIı kısmet çıkar.
- 8- Fetih suresinin iIk ayeti oIan inna fetahna ayetini Fetih, zafer, düşmana gaIip geImek, düşmanı yenmek, bağIı işIeri açmak ve mühim bir hacetinin yerine geImesi için Ferdun Hayyun Kayyûmun Hakemun AdIun Kuddûsun innâ fetahnâ Ieke fethan mubînâ. ŞekIinde her farz namazın arkasından 19 gün 19 defa okunursa maksat hasıI oIur.
- 9- Fetih suresinin MuhammedurrasuIIahi veIIezine meahu ayetinden sonuna kadar oIan kısmı bereket, kuvvet, kötü ahIak zina ve beIasından emin oImak için vefkiyIe beraber zağferan ve misk iIe yazıIıp taşınırsa maksad hasıI oIur. Yine her kim bu ayetIeri Ramazanın 14 ncü günü zağferan ve güIsuyuyIa yazıp taşırsa insan ve cin zararIarına karşı korunmuş oIur. Ayrıca baş ağrıIarı içinde aynı usuI faydaIıdır.
- 10- Ramazanın iIk hiIaIi görüIdüğünde fetih suresini okuyan kimseye Cenabı Hak o sene rızık kapıIarını genişIetir.
- 11- ArifIerin bazıIarı demişIerdir ki bu sureyi her gece okumaya devam eden kimse rüyasında RasuIuIIah s.a.v efendimize biat etme mazhariyetine kavuşur.
- 12- Zayıf kimse bu sureyi çokca okursa güçIenir, sıkıntıda oIan okursa AIIah c.c onun işIerini koIayIaştırır. BorçIu oIan boI, boI okursa borcu ödeme imkanına kavuşur.
- 13- Bu sure arzuIanan her hangi bir şeye kavuşmak için okunur. yaInız okuma şekIi şudur ki 3 gün içinde 21 veya 41 defa okunur. 3-5-7 gün içinde de bu sayının tamamIanması oIur.
- 14- Fahreddin Razi (k.s) diyor ki: Cuma namazından sonra Fetih suresini 7 defa okuyup sonrada Ya Fettah ismi şerifini 489 defa zikreder ve bu uyguIamaya bir dahaki Cuma geIene kadar öğIen namazIarı vaktinde devam eden kimsenin arzu ettiği ve istediği şeyIer AIIahın Iütfu keremiyIe veriIir.
- 15- Bir gece rızaeIIiIIah 2 rekat namaz kıIıp Fetih suresinin iIk ayeti inna fetahna Ieke fethan mübina dedikten sonra 1001 defa Ya Fettah esmasını okuyup bitirince sureye kaIdığı yerden devam edip surenin sonunda da hacetini haktan isterse biizniIIah haceti reva oIur.
- 16- Fetih suresini her okuduğunda iIk ayetini 2000 defa okuyana AIIah c.c hayır kapıIarını açar gaib oIan biIgiIerden ve manevi iIimIerden nasiptar eder.
- 17- BesmeIe-i Şerifeyi bir daire içine 8 defa yazıp dairenin etrafına da fetih suresinin son ayetIeri ve kefa biIIahi şehida ayetinden itibaren yazıIsa ve bu yazıyı her kim taşırsa her kesin gözüne şirin gözükür ve onu her kes sever muhabbeti ceIb eder.
- 18- Fetih suresinin 29 ayetini ve AIiimran 154 ayetini yazıp üstünde taşıyan kimseden cenabı Hak gam ve kederi izaIe eder. Lütüf ve berekete her daim mazhar oIur. Yine bu ayetIeri iç ve dış rahatsızIıkIarda bir kap içerisine yazıp yağmur veya menba suyu iIe yazıyı siIdikten sonra 7 gün aç karnına sabahIarı içse biizniIIah şifa buIur. Yine bu ayetIeri bir kaba yazıp bu sefer içine haIis zeytin yağı koyup vucudunda çıkan yaraIar, çıbanIar vs. sürerse biizniIIah şifaya kavuşur
- Fetih suresinin bir duası hacetIerde surenin peşinden bu duada okunur:
- bismiIIahirrahmanirrahim aIIahümme ya nur veya müdebbireI umur ehricna mineIzzuIumati iIennur. Bihaggi ayetinnur ve bi haggi inna fetahna Ieke fethan mübina ya fettahu ya rezzagu ya müfettiheI ebvabı ifteh aIeyna ebvabeI Hayri bi hurmeti muhammedin aIeyhisseIamu ve aIihi ve eshabihi ve zürriyatihi ve ezvacihi ecmain. Birahmetike ya erhamerrahimin veIhamdüIiIIahi rabbiI aIemin.
- Fetih Suresini Okumanın FaziIeti:AIIah ResuIü (S.A.V) buyuruyor: Bir kimse Fetih suresinin tamamını ramazan ayının birinci gecesi baştan sona kadar okursa ve bu okuyuşunu AIIah rızası için yaparsa geIecek aynı güne kadar bir sene müddetIe Cenabı hakkokuIunu himayesine aIır. VeIiIerden bir kimse diyor ki: Ramazan ayını iIk defa görür görmez bir kimse Fetih suresini üst üste üç defa okursa Cenab-ı Hakk o kuIunun rızkını geIecek sene aynı güne kadar boI boI ihsan eder.
Fetih Suresi Hakkında
Hudeybiye Antlaşması'nın hemen ardından, Hz. Peygamber ve ashabı Medine'ye dönerken yolda bu sure nâzil olmuştur. Bu bilgi Buhârî, "Tefsîr", 48/1, 5; "Feżâǿilü'l-Ķurǿân", 12 ve Tirmizî, "Tefsîr", 48/1, 2'de yer almaktadır. Bu sure 29 ayetten oluşur ve fâsılası elif (ا) harfidir. Sure, adını ilk ayetinde geçen "feth" kelimesinden alır. Bu kelime "fethan mübînen" (apaçık bir fetih, büyük fetih) terkibinde yer aldığı için, sure içinde "fethan karîben" (yakın fetih) şeklinde iki yerde daha geçmektedir (ayet 18, 27). Bu, Mekke'nin fethedileceğine dair bir işaret olarak kabul edilir. "Feth" kelimesi, masdar olarak "açmak, hüküm vermek, yardım etmek" anlamlarına geldiği gibi, isim olarak "zafer, yardım" anlamına da gelir.
Hz. Peygamber, hicretin 6. yılında Zilkade ayında (Mart - Nisan 628) yaklaşık 1500 sahabiyle birlikte umre yapmak için Medine'den Mekke'ye doğru yola çıktı, ancak Mekkeli müşriklerin bu ziyarete engel olacaklarının anlaşılması üzerine müslümanların umre ibadetinden başka bir amaçlarının olmadığını bildirmek üzere elçi olarak gönderilen Hz. Osman'ın öldürüldüğü yanlış bir haberin gelmesi üzerine müslümanlar, kanlarının son damlasına kadar savaşacaklarına dair ashaptan biat aldılar (bk. BEYǿATÜRRIDVAN). Daha sonra devam eden müzakereler sonucunda Hz. Peygamber ile Mekkeliler arasında Hudeybiye Antlaşması imzalandı. Bu antlaşma, müslümanların siyasi varlığını kabul eden ve on yıl boyunca savaş yapılmayacağı için İslamiyet'in yayılmasına imkan sağlayan önemli bir anlaşmadır. Ancak bazı müslümanlar tarafından mağlûbiyet gibi algılanmıştır (Bk. HUDEYBİYE ANTLAŞMASI). İşte bu olayların ardından müslümanların Medine'ye dönüşü sırasında Feth suresi nâzil olmuştur.
Feth Suresi, İslam'ın bir devlet ve askeri güce sahip olduğu Medine döneminin ikinci yarısında nazil olmuştur. Bu döneme kadar Bedir, Uhud, Hendek gibi önemli savaşlar yaşanmış, Medine çevresindeki Yahudilerin ihaneti ortaya çıkmış ve münafıkların varlığı bilinmiştir. İslam, Arabistan yarımadasındaki hemen hemen bütün sakinlere ulaşmıştı. Ancak, İslam'ın stratejik durumu tam anlamıyla korunabilmesi için, yarımadanın dini, ekonomik ve kültürel merkezi sayılan Mekke'nin fethedilmesi gerekiyordu. Feth Suresi, bu zaferin yakın zamanda gerçekleşeceğini müjdelemekte ve umre yolculuğu ile Hudeybiye Antlaşması'nın sonuçlarını anlatarak, siyasi açıdan önemli avantajlar sağladığını belirtmektedir.
Feth Suresi, Allah tarafından Hz. Peygamber'e açık bir fethin ihsan edildiğini bildiren ayetle başlar. Çoğu müfessirler bu ayetteki "feth-i mübin"i Hudeybiye Antlaşması ile açıklarken bazıları Hz. Peygamber'e verilen nübüvvet ve İslamiyet, Asr-ı Saadetteki tüm fetihler, gerçekleşecek olan Hayber veya Mekke'nin fethi gibi önemli gördükleri hususlarla da açıklamışlardır. Takip eden ayette feth-i mübinin, Resul-i Ekrem'in geçmiş ve gelecek tüm günahlarının bağışlanması sonucunu doğuracağı ifade edilir. Bu durum, müfessir Taberi tarafından Nasr Suresi ile bağlantı kurularak Allah'a şükür ve tesbih manası taşıdığı belirtilir.
Surenin devamında, Hudeybiye Antlaşması veya İslamiyet'in genel konumu sebebiyle müslümanların kalbine güven verildiği ve bu sayede imanlarının güçlendiği haber verilir. Müminler cennetle müjdelenirken münafıklarla müşriklerin kötü bir akıbete uğrayacakları, Allah'ın göklerde ve yerde güçlü ordularının bulunduğu bildirilir. Hz. Peygamber, Allah'ın insanlar üzerindeki bir şahidi, müjdecisi ve uyarıcısı olarak gönderildiği, ona inanmanın ve ona biat etmenin Allah'a biat etme manası taşıdığı vurgulanır (ayet 2-10).
Hz. Muhammed'in etrafında toplanan Müslümanların örnek davranışlarına rağmen, imanlarının tam olarak oturmaması nedeniyle umre ve Hudeybiye seferine katılmayan Medine civarındaki bedevi Araplar'ın ikiyüzlülüğünü dile getiren bir sûre vardır. Sûre, bedevi Arapların Hz. Peygamber'den özür dilediklerini ancak samimi olmadıklarını ve bu sefere çıkan Müslümanların sağ salim geri dönemeyeceklerini düşünerek kötü niyetli ve tutumlu olduklarını ifade eder. Bu nedenle, bu bedevi Arapların ganimet elde etmek için Müslümanlarla savaşa gitmek isteyecekleri belirtilir. Ancak, önceden ciddi bir savaşa davet edilerek gerçekten inanıp inanmadıklarının anlaşılması gerektiği vurgulanır. Sûrenin bu bölümü, savaş için de geçerli olan sıhhi mazeretleri açıklayan bir âyetle sona erer (âyet 11-17).
Feth Suresi, Hudeybiye'de Hz. Peygamber'e biat eden müminlerden Allah'ın rızası olduğunu haber veren bölümle devam eder. Burada, Hudeybiye'deki başarının ardından, isim verilmese de Hayber'in fethi gibi daha birçok zaferin kazanılacağı ve pek çok ganimetin elde edileceği müjdelenir. Allah'ın aziz, hakim ve her şeye kadir olduğu ifade edilir. İki taraf arasında barış yapılmayıp savaş çıksaydı, kafirlerin arkalarına dönüp kaçacakları belirtilir. Bu durum, Allah'ın öteden beri süregelen ve hiç değişmeyen sünneti olduğu dile getirilir.
Müslümanlar, umre ibadetini yerine getirmelerine ve kurbanlarını kesmelerine engel olan Mekkeliler'le savaşmaya ant içtikleri halde savaş izni verilmez. Bunun sebebi, Mekke'de İslam'ı benimsediklerini henüz açığa vurmamış müminlerin varlığıdır. Mekkelilerin Cahiliye öfke ve taassubu ile hareket ettikleri vurgulanırken, müslümanların takvaya ve güvene layık ve ehil oldukları açıklanır. (Ayette 19-26).
Sûrenin Son Bölümü, Hz. Peygamber'in Mescid-i Harâm'a gireceklerine dair gördüğü rüyanın gerçekleşeceğini müjdeleyen ve böylece onun hak peygamber olduğunu teyit eden bir âyetle başlıyor. Son iki âyet, Resûl-i Ekrem'in tebliğ ettiği İslam dininin evrensel bir din olup, diğer tüm dinlere üstünlük sağlayacağını ilan eder. Çünkü Muhammed, Allah'ın elçisidir. Ashap başta olmak üzere onun yanında yer alan müslümanlar, hak dinin bu üstünlüğünü korumak için gerekli maddi ve manevi kuvvet ve olgunluğa sahiptirler. Hiç şüphesiz, bütün insanlar ölümsüzlüğe intikal edecek ve iman edip yararlı işler yapanlar mutluluğa erişecektir (âyet 27-29).
Feth Suresi'nin faziletine gelince, Hz. Peygamber'in "Bu gece bana öyle bir sure indirildi ki benim için o dünyadan ve dünyadaki her şeyden daha kıymetlidir" sözleriyle ifade ettiği rivayet edilir. Ardından, Surenin 1. ayetini okuduğu belirtilir. Bu rivayetler Buhari'nin "Tefsir" (48/1) ve "Fezailu'l-Quran" (12) ile Muslim'in "Cihad" (97) hadis kitaplarında yer almaktadır.
Feth Suresi, İslam dininin evrenselliğini ve üstünlüğünü simgeleyen önemli bir suredir. İslam kültür tarihinde de özel bir yere sahiptir. Gazaya giden müslüman askerler, buradaki zafer vaadini kendileri için de gerçekleşmesini umarak sefer sırasında ve savaş boyunca Feth Suresi'ni çokça okumuşlardır. Ayrıca savaş aletleri üzerinde ilk âyeti, bazı hükümdar ve kumandanların giydiği zırhlar üzerinde de bütün sûrenin yazılı olduğu görülmektedir. Feth Suresi, Çanakkale ve İstiklal Savaşı yıllarında evlerde ve camilerde sürekli olarak okunmuştur. Sûre ayrıca müstakil eserlere de konu olmuştur. Emir Sultan, Emir Padişah, Abdüllatîf b. Mecdüddin el-Muhibbî, Sadreddinzâde eş-Şirvânî ve Bosnevî, Tefsiru sûreti'l-Fetĥ adıyla müstakil eser yazan müellifler arasında yer almaktadır. Selim b. Müs'ad el-Ahmedî, Mekke Ümmülkurâ Üniversitesi Külliyyetü’ş-şerîa’da Siyasetü’r-Resûl fi’l-ĥarb ve’l-müħâdene kemâ taśavverahâ sûretü’l-Fetĥ (1398/1978) adıyla bir yüksek lisans tezi hazırlamıştır.
BİBLİYOGRAFYA:
Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât, “ftĥ” md.; Lisânü’l-ǾArab, “ftĥ” md.; Kāmus Tercümesi, I, 935; Müsned, I, 391, 464; III, 468; IV, 326; Buhârî, “Cizye”, 18, “Tefsîr”, 48/1, 5, “Feżâǿilü’l-Ķurǿân”, 12, “Meġāzî”, 35; Müslim, “Cihâd”, 97; Tirmizî, “Tefsîr”, 48/1, 2; Taberî, CamiǾu’l-beyân (Bulak), XXVI, 42-45; Salebî, Esbâbü’n-nüzûl, Kahire 1388/1967, s. 255; Süyûtî, Esbâbü’n-nüzûl, Kahire 1986, s. 178; Keşfü’ž-žunûn, I, 450; Şevkânî, Fetĥu’l-ķadîr, V, 43-45; Îżâĥu’l-meknûn, I, 307; Abdullah Mahmûd Şehhâte, Ehdâfü külli sûre ve maķāśıdüâ fil-Ķurǿâni’l-Kerîm, Kahire 1980, II, 67-72; Zuhûr Ahmed Azhar, “el-Fetĥ”, UDMİ, XV, 156-157.
Emin Işık